Haber
Bu akşam Ortaköy'de gösterileri olan ilginç bir grubun varlığını öğrendim..
Çağdaş dans alanında yıllardır yöneldiğim çalışmalarım da nadiren ses kullanımlı, hareket ağırlıklı doğaçlamalar şimdi başka bir alanla da bütünleşmeye başlıyor kafamda. Bazen bizim de sergilediğimiz gösterilerin bir başka açıdan benzeri, şimdi psiko-tiyatral açık ve kesintili bir seyirci etkileşimiyle de doğal ve ansal bir dışavurum ile sahnelenir hale gelmiş ne güzel.
Bundan biraz geç haberim oldu. Ama yine de bu haberle karşılaşmak pek memnuniyet vericiydi doğrusu, benim bakış açımla psikodrama ile temellenmesi daha iyi olsa da, belki böylesi bir hoş algılanabilirliğe sanat sayesinde açılabilen insan psikolojisi ağırlıklı bir gösteri biçimi de Türkiye'de çoktan olmalıydı zaten.. Bir kaç senelik Maşer-i Cümbüş Doğaçlama Tiyatro grubu da (eğlence yönelimli) başarılı bir ilk sayılabilir aslında.
Zira çağdaş dansta da yıllardan beri, özel ve yoğun çalışmalarımız dışında yer bulmasına özellikle çaba sarfettiğim, Doğaçlama Dans Gösterileri genellikle ancak içeriği uygun olabilecek festivallerde ya da mekan bulabildikçe gerçekleştirebilecek bir uğraş olmaktan öteye gidememişti, benim için. Halbuki görülüyor ki, böylesi dinamik ekipler oluşturabilmek tiyatro için çok daha kolay olabiliyor.
Bu konulara yakın ve derin ilgi sahibi olan seyircinin, dansa da (anlaşılabilirlik açısından eşit olmasa da) biraz yönelebilmesini gönülden isterdim. Ülkemizde ne yazık ki, TV, futbol maçları ve (bağımsız yönetmenlerin filmlerinin yine şansı olamasa da) neyse ki sinema, çağdaş dansa ve tiyatroya nazaran daha çok tutunduğundan, gerçek sanattan mahrum bir yaşam sürüşümüz yarınlarımızı daha çok boğar hale geliyor, bu da gündelik her halimizden zaten belli oluyor.
"Yaratıcılığın ve terapötik etkileşimin sınırları,
dansta çok daha radikal biçimlerde aşılabilir." Cumhur KOCALAR
İSTANBUL SPONTANİTE TİYATROSU (İstanbul Playback Theatre)
İzleyicilerin tiyatrosudur; onların aktif katılımcı olduğu bir tiyatrodur. İzleyicilerin yönetici olduğu bir sahneyi üretir, Bu sahnede izleyicilerin yaşamları, öyküleri, anları, duyguları, düşünceleri canlandırılır. Sahnede her şey yalnızca bir kez canlandırılır. Playback Tiyatrosunda yaratıcılıktan ve olan bitenden herkes; yani yönetici, oyuncular, izleyiciler ve hikayeyi anlatan sorumludur.
Yönetici Deniz ALTINAY
Oyuncular Banu AKMAN Ayça ATASOY Sündüz ATAY Derya LEBLEBİCİOĞLU Ceren ŞAHİN Faysal TEKOĞLU
Seyircilerin öykülerinin oynandığı ve yalnızca bir kez oynandığı spontan, yaratıcı ve terapötik tiyatroya hoşgeldiniz...
Altı sene önce Deniz Altınay tarafından kurulan İstanbul Spontanite Tiyatrosu, bugünkü adıyla Playback Theatre eğitimleri İstanbul Psikodrama Enstitüsü'nde sürdürülmekte ve her yıl açılan yeni gruplara üye kabul edilmektedir.
Spontanite tiyatrosunda olan bitenden herkes sorumludur. Gerçek yaratıcılık sorumluluk almakla mümkündür ve yaratma cesareti kavramı buradan doğmuştur. Hikayeyi anlatan, oyuncular, müzisyen ve yönetici bir defalık oyunda aynı derecede sorumluluk alırlar.
Oyun bir kez daha tekrar edilmez ve akıp gider; tıpkı yaşamda olması gerektiği gibi.Tarihi değiştiren kişiler arkalarına bakmayan ya da oralara saplanmayan kişilerdir. Bu onların spontanitelerinin ve yaratıcılıklarının kanıtıdır. Her şey yaşanır ve biter; bu ise yeni başlangıçların habercisidir.
Bitmeyen işleri olanlar, yeni başlangıçlar yapamazlar.
http://www.ticketturk.com/portal/tr/sanat/tiyatro/spontanite_gosterisi/32167/
1 yorum:
evet spontanite tiyatrosu guldurmek eglendirmeyi degil gervegi oynamayi ve bu yolla terapotik olmayi hedefliyor. spontanite, yaraticilik ve eylem psikodramanin 3 temel unsuru olarak spontanite tiyatrosunda da karsimiza cikiyor. en zoru spontaniteyi basarmak. cunku o, tam anlamiyla an`da olabilmek demek. bunu basarmasi icin insanin korkularindan ve kaygilarinin kontrolunden kurtulmus, icine hapsoldugu kaliplasmis rollerinden siyrilmis, ic dunyasiyla barisik ve dis dunyayla akiskan bir temas kurmus olmasi gerekiyor.
Yorum Gönder